Posts

Showing posts from July, 2020

Yukarıdaki Neyse, Aşağıdaki O’dur.

Image
Günlük realitenizde meydana gelen tüm olaylar aslında güneş sistemimizin tam olarak içinden geçmeye çok yaklaştığı foton kuşağının yüksek enerjilerinin bir sonucudur. Bazılarına “dünyanın sonu” hissiyatını veren tüm o negatif ve sevimsiz olaylar fizik bedenlerimizin ve kısıtlı zihinlerimizin tasvir edemeyeceği oranda zengin plazma ışığı barındıran bu enerjilerin herşeyi ama herşeyi “açığa” çıkarmasının bir yan etkisidir. Nasıl bir hastalığınız için ilaç içmeniz gerekiyorsa fakat prospektüsündeki yan etkileri okuduğunuzda korkarsınız, işte daha yolun çok başında olmamıza rağmen yakın tarihte tam olarak etkilerini hissetmeye başlayacağımız foton kuşağının da dünyamıza ve 3. Boyut gerçekliğimize böyle yan etkileri bulunmaktadır. Peki bu kötü mü? Bence kesinlikle hayır. Çünkü matriksi delerek kendi kıyametini koparan, uyanışı seçen bizim gibi ruhlar ve tabiki sevgili Gaia’mız asıl bu “ilacı” almazsa iyileşmeyecek! Bu ilaç (foton kuşağı) öyle mucizevi, olağanüstü bir dönüşüme uğ

İçeriden dışarıya izlemek

Image
Bugünlerde sizde duygusal olarak hayatınızın dönme dolabına binmiş gibi hissediyor musunuz? Bu çok normal çünkü gezegene ulaşan enerjilerin yoğunluğu ve frekans yüksekliği çok artmış durumda. Bu yoğunluk dünyanın ve dolayısıyla bizlerin de manyetik alanını etkiliyor ve ister istemez bizlerde kendi duygu durumlarımızda yoğunluklara çekiliyoruz. Kendi hayatımdan örnek vermem gerekirse; belki realitede öyle gözle görünür bir değişiklik yok hatta herşey dışardan bakıldığında çok sıradan dahi görünebilir. Ama iç dünyamda ve ruhumun özünde tam olarak hissettiğim bir şey var ki o da herşeyin kökten değişiyor olduğu! Boyutlar ayrışıyor arkadaşlar, kafa yapımız, düşünce sistemimiz ve hatta duygularımız dahi artık o “3B” diye tabir ettiğimiz fiziksel realitemizin ilersinde, bunu çok net hissediyorum. Fakat böyle söyleyince kiminiz de şakayla karışık “aman orası da neymiş sen gel birde buraları gör” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Hatta bunu söylerken altta yatan o serzenişi, küçük görmeyi ve

An’dan yansımalar…

Image
Blogda eskiden yazdığım bir yazıya denk geldim ve onu tekrar paylaştım. Daha birkaç ay önce yazmış olmama rağmen içeriğinde bugüne baktığımızda hala bir değişiklik yok… Hatta bazı şeyler çok daha zorlandı, katlanması zor bir hal aldı ve biz koca bir “karantina” süreci atlattık. Neyin karantinasıydı bu peki? Doğal olarak gelişen ve binlerce insanın ölümüne sebep olan vahşi bir virüsten mi korunduk? Yoksa genel anlamda adına “kabal” dediğimiz negatif tarafın kendi içersindeki iç hesaplaşmasının ayyuka çıkmasından kaynaklanan bir fırtınayı mı kapıldı insanoğlu? Sorular, iddialar, yalanlamalar, dolanıklıklar bitmez, ama biten tek bir şey var. O da artık bildiğimiz “dünyanın” artık sona erdiği. Değerli dostlar, bu yazımda size o ifşaattan, bu skandaldan, şu problemden bahsetmeyeceğim. Zaten aklı başında olan, biraz araştıran ve en önemlisi zihni, kalbi açık olan her birey bu iddiaların öyle deli saçması olmadığını ve ardında koca bir gerçek barındırdığını rahatlıkla görebilir. Benim b