Salgın şovu tek dünya devletini ilan etmek için oynanıyor, sırada Project Blue Beam var (Mavi Işık Projesi)
Benjamin Fulford'ın sitesinde yayınladığı son makalenin bir özetini hazırladım. İlginç bilgiler içeriyor:
Salgın şovu tek dünya devletini ilan etmek için oynanıyor, sırada Project Blue Beam var (Mavi Işık Projesi)
Benjamin Fulford’un yayınladığı son makalesinde yine çok ilginç iddialar yer alıyor. Buna göre, olduğundan çok daha fazla abartılan “corona virüsü salgını” sayesinde negatif odaklar uzun zamandır hayalini kurdukları “World Republic” yani tek dünya devletini kurmayı hedefliyorlar. Amerikan Birleşik şirketi Asya’ya olan ve 40 yıldır ödemediği borçlarının üzerine yatmak için şimdi de bu “felaketi” uydurdu. Nasıl ödevini yapmayan bir çocuk öğretmenine “ödevimi köpek yedi” gibi saçma bir bahane uyduruyorsa, onlarda “Virüs finans sistemimizi yedi” gibi saçma sapan bahanelerin arkasına saklanmaya çalışıyor.
1980’lerde yayınlanan bir kitapta Çin’in Wuhan kentinden çıkacak ölümcül bir virüsün dünyayı kasıp kavuracağı zaten yayınlanmıştı. Bilirsiniz, 30-40 yıl sonra olacak olayları şimdiden “öngörmek” ve bunu ifşa etmek zaten bilinen bir kabal taktiği… Alıştık ne de olsa bu küçük “şakalarına”. Bu kitapta yazılanlarda Asyalılara bir nevi “borçlarımızı silin ya da müziğe ayak uydurmak zorunda kalırsınız” diyen bir uyarıydı.
Asyanın gizli örgütleri ne cevap verdi peki? “Müziği başlat, elbetteki virüs tehdidiniz birgün sona erecek ve gerçek mücadele o zaman başlayacak” cevabını verdi.
Batıdaki iyi adamlar, Çince “kriz” anlamına gelen karakterlerin aynı zamanda “fırsat” anlamına geldiğini biliyorlar ve bu nedenle dünyamızı daha yaşanabilir hale getirmek için aynı kelimenin bu ikinci anlamına odaklanıyorlar.
Beyaz Ejder Topluluğu’nun Anglo Saxon’lara (WDS kaynaklarına göre “Beş Gözlü” ittifak) “Project Blue Beam” aktivasyonunu gerçekleştirmesini önerdiklerini biliyoruz. Project Blue Beam (Mavi Işık Projesi) çeşitli hologramlar, bilgisayar efektleri ve gerçek askeri tatbikatlarda çekilmiş görüntülerin birarada kullanılmasından kaynaklanan sahte bir “Armageddon” planıdır. Bu efektler sayesinde aşırı derecede korkan insanlıkta tabiki “yaklaşan dünyadışı bir tehdide” karşı tek yürek, tek kuvvet olacaktır. Geldik mi yine “tek” olma derdine? Öte yandan, start butonuna henüz basılmadı.
Project Blue Beam’in tamamen bir saçmalık olduğunu iddia eden çalışmalar olsa da bunu teknik olarak imkansız olmadığını iddia etmekte gayet mümkündür. Göklerde devasa hologramlar yaratıldığının örneklerini Irak savaşında görmüştük. Buna birde gerçek askeri birlikler eklenirse, hala kuzu kuzu uyumakta olan insanları bu olayların gerçekliğine dair ikna etmek hiçte zor olmayacaktır. Fakat tabiki sizler gibi bu makaleyi okuyan uyanmış kesim oynanan bu tiyatro oyunu karşısında daha sakin ve rahat kalabilirler.
Her şekilde, şunu kolaylıkla söyleyebilirim ki; corona virüsünün yol açtığı bu global panik hali ilan edilmek istenen askeri yönetime ve devamında tek dünya devletinin kurulmasına doğru giden yolun taşlarını döşemektedir. İnsanların aklında bulundurması gereken en önemli şey tüm bu yaşanan traji-komik olayların koca bir uydurma olduğudur. Mesela, virüsten en çok “etkilenen” ülkelerden biri olan İtalya’dan bir haber:
Veneta bölgesinin valisi Luca Zaia’nın açıklaması:
“Hastaların %80’i kendi kendine iyileşiyor, %15’i ilaca ihtiyaç duyuyor ve %5’inin de hastanede kalması gerekiyor. Ölen 17 kişi ise zaten daha önceden ciddi sağlık problemleriyle uğraşıyordu. Corona virüsüne yakalanan hiçbir sağlıklı insan henüz ölmedi. Başta çok daha panik bir şekilde davranıldı çünkü kimse virüsün tehlikeleri konusunda tam bilgiye sahip değildi. Fakat bu son bilgiler ışığında yaşananların çok fazla abartıldığını söyleyebiliriz.”
1980’lerde yayınlanan bir kitapta Çin’in Wuhan kentinden çıkacak ölümcül bir virüsün dünyayı kasıp kavuracağı zaten yayınlanmıştı. Bilirsiniz, 30-40 yıl sonra olacak olayları şimdiden “öngörmek” ve bunu ifşa etmek zaten bilinen bir kabal taktiği… Alıştık ne de olsa bu küçük “şakalarına”. Bu kitapta yazılanlarda Asyalılara bir nevi “borçlarımızı silin ya da müziğe ayak uydurmak zorunda kalırsınız” diyen bir uyarıydı.
Asyanın gizli örgütleri ne cevap verdi peki? “Müziği başlat, elbetteki virüs tehdidiniz birgün sona erecek ve gerçek mücadele o zaman başlayacak” cevabını verdi.
Batıdaki iyi adamlar, Çince “kriz” anlamına gelen karakterlerin aynı zamanda “fırsat” anlamına geldiğini biliyorlar ve bu nedenle dünyamızı daha yaşanabilir hale getirmek için aynı kelimenin bu ikinci anlamına odaklanıyorlar.
Beyaz Ejder Topluluğu’nun Anglo Saxon’lara (WDS kaynaklarına göre “Beş Gözlü” ittifak) “Project Blue Beam” aktivasyonunu gerçekleştirmesini önerdiklerini biliyoruz. Project Blue Beam (Mavi Işık Projesi) çeşitli hologramlar, bilgisayar efektleri ve gerçek askeri tatbikatlarda çekilmiş görüntülerin birarada kullanılmasından kaynaklanan sahte bir “Armageddon” planıdır. Bu efektler sayesinde aşırı derecede korkan insanlıkta tabiki “yaklaşan dünyadışı bir tehdide” karşı tek yürek, tek kuvvet olacaktır. Geldik mi yine “tek” olma derdine? Öte yandan, start butonuna henüz basılmadı.
Project Blue Beam’in tamamen bir saçmalık olduğunu iddia eden çalışmalar olsa da bunu teknik olarak imkansız olmadığını iddia etmekte gayet mümkündür. Göklerde devasa hologramlar yaratıldığının örneklerini Irak savaşında görmüştük. Buna birde gerçek askeri birlikler eklenirse, hala kuzu kuzu uyumakta olan insanları bu olayların gerçekliğine dair ikna etmek hiçte zor olmayacaktır. Fakat tabiki sizler gibi bu makaleyi okuyan uyanmış kesim oynanan bu tiyatro oyunu karşısında daha sakin ve rahat kalabilirler.
Her şekilde, şunu kolaylıkla söyleyebilirim ki; corona virüsünün yol açtığı bu global panik hali ilan edilmek istenen askeri yönetime ve devamında tek dünya devletinin kurulmasına doğru giden yolun taşlarını döşemektedir. İnsanların aklında bulundurması gereken en önemli şey tüm bu yaşanan traji-komik olayların koca bir uydurma olduğudur. Mesela, virüsten en çok “etkilenen” ülkelerden biri olan İtalya’dan bir haber:
Veneta bölgesinin valisi Luca Zaia’nın açıklaması:
“Hastaların %80’i kendi kendine iyileşiyor, %15’i ilaca ihtiyaç duyuyor ve %5’inin de hastanede kalması gerekiyor. Ölen 17 kişi ise zaten daha önceden ciddi sağlık problemleriyle uğraşıyordu. Corona virüsüne yakalanan hiçbir sağlıklı insan henüz ölmedi. Başta çok daha panik bir şekilde davranıldı çünkü kimse virüsün tehlikeleri konusunda tam bilgiye sahip değildi. Fakat bu son bilgiler ışığında yaşananların çok fazla abartıldığını söyleyebiliriz.”
Comments
Post a Comment