Evren işte!

Spiritüel camiaya adım attığım ilk zamanlarda karşılaştığım yeni öğretiler herkes gibi benide derinden sarsmıştı. İçinde yaşadığımız dünyayı ve başımıza gelen olayları yepyeni bir bakış açısıyla ve daha önce hiç duymadığım bazı terimlerle yeniden tanımlıyorduk. Mesela, yakın bir arkadaşımın bir anda ortaya çıkan ve saman alevi gibi hızlıca sönen öfkeli hali beni geriyorsa, önce "kendi içimdeki öfke" problemini bulup ortaya çıkarmam gerekiyordu çünkü evren "aynalık yasası" gereği benim iç öfkemi bana geri yansıtıyordu. Ya da sebep-sonuç yasası gereği evrende hiçbir şeyin "tesadüf" olmadığı ve dolayısıyla her şeyin birbiriyle bağlı olduğunu kabul etmektir. Her şeyin bir nedeni vardır ve bu nedenler bizim gördüğümüz bir zincirleme olaylar dizisinden ya da daha üst bir iradenin oluşumundan kaynaklanıyor olabilir. Bunu evreni kaplayan bir örümcek ağı gibi düşünebiliriz. Örnekler tabiki çoğaltılabilir ve bu yasalar önemlidir de, fakat, adına "karma yasası" dediğimiz bir yasa var ki, işte o benim üstünde en çok takıldığım, bazen anlamakta zorlandığım yasadır.
Etme-bulma dünyasında yaşıyoruz evet, ne ekersek onu biçtiğimizi zaten hepimiz kendi kişisel düzlemlerimizde yeterince deneyimledik. Fakat, olayın birde farklı bir boyutu var. O farklı boyutta yaşanan trajedi ise öyle kolaylıkla yenilir yutulur cinsten değil. Dramatik bir şekilde anlatıp sizleri daha fazla yormak değil amacım ama demek istediğim küçücük çocukların ve bebeklerin başlarına gelen trajik olaylar, hayvanların acımasızca katledilmesi, savaş mağdurları, terör kurbanları v.s, peki onlarda mı bu yasanın kurbanı? New age akımının bazı kanaat önderlerine göre bu sorunun cevabı kesinlikle evet! İnatla sorardım eskiden "peki saldırıya uğrayan bir kadın ya da öldürülen bir bebekte mi bunu istedi kendine?" fakat aldığım cevap her zaman net ve soğuk bir "EVET" olurdu. Fakat yinede tam ikna olamıyordum, evet bu yasa vardı ve işliyordu ama bazı istisnai durumlar olamaz mıydı? Kurban psikolojisi ya da sorumluluğunu başkalarına yüklemek değildi burada yaşanan, akla hayale gelmeyecek bir trajedinin masum bir canlının başına gelmesinden bahsediyorduk. Sırf dedesi zamanında koruk yediği için torunu vahşice katledilmeyi, tecavüze uğramayı, saçan sapan bir terör saldırısında can vermeyi mi hak etmişti? Torunun dişi kamaşmamış, aksine binlerce hayata uzanan yepyeni ve dolu dolu yeni karmalar silsilesi yığılmıştı önüne...
İşte tam bu düşünceler içersindeyken çok sevdiğim İngiliz araştırmacı Simon Parkes'ın son yayınladığı Youtube videosunda bir soruya denk geldim. Evren işte! Eşzamanlılığı ile beni bir kez daha şaşırtmayı becerdi... Simon'a gelen sorulardan birinde Alicia adında bir kadın bütün hayatı boyunca karanlık güçlerin hedefi olduğunu, kabuslardan uyuyamadığını, uykuya dalsa bile çığlıklar içinde uyandığını ve vücudunda oluşan morlukların, çürüklerin sayısını artık bilmediğini söylüyordu. Hayatında hiçbir okült cemiyeye girmemişti, kara büyüyle ilgilenmemişti, ailesi sıradan sayılırdı ama yaşadıkları o kadar travmatik bir hal almıştı ki içinde bulunduğu yorgun ve depresif ruh hali yüzünden artık evinden çıkmıyordu. Simon'dan yardım istiyordu bu kadın, ona neler olduğunu öğrenmek istiyordu. Doğru ya da değil, kadın psikolojik sorunlu, saçmalıyor ya da abartıyor, bilemeyiz ve yargılamak bize düşmez fakat benim gelmek istediğim nokta Simon'ın cevabıyla alakalı. Aşağıda Simon'un bu konudaki düşüncesini ve biraz da benim ondan daha önce duyduğum bazı bilgileri de eklediğim cevabını bulacaksınız:
"Evet sana yardım ederim çünkü New Age akımın iddia ettiğinin aksine ben insanların başına gelen her olayın, her durumun sadece "onların ruh seçimi" olduğu fikrine inanmıyorum. Bunun nedeni ise dışarıda bu tip negatif saldırılara uğrayan fakat ne olup bittiğinin hiç farkında olmayan binlerce masum insanın (ve hayvanın) olması! Hiçbiri başlarına ne geldiğini bilmiyor, anlamıyor. Dehşet içindeler... Aileleri de onları anlamıyor çünkü zaten onlarda ciddi bir manipülasyon altındalar. Şöyle ki; yüksek boyutlardan buranın yardım çağrısını duyup gezegene yardım etmek için gelen pozitif niyetli bu güzel ruhlar (Star seed, Indigo, Crystal v.s) sistematik çalışan satanist negatif taraf anında algılanıyor ve uyanışları gerçekleşmesin, yaşam amaçlarını gerçekleştiremesinler diye hemen olayların akışına müdahele ediliyor. Sahip oldukları teknolojilerle ve matematiksel frekans bilgisiyle onların bir nevi hayat çizelgelerini değiştiriyorlar. İçine doğmaları gereken aileye ya da topluma doğmuyorlar, bu nedenle aileleriyle ilgili sürekli problem yaşıyorlar. Ya da öyle sağlık problemleriyle boğuşuyorlar ki kafalarını kumdan çıkaracak halleri olmuyor. Benim seans yaptığım ailelerin neredeyse %75'i küçük çocuklarının başına ne geldiğinden habersiz yaşıyor. Çünkü onlarda ağır bir manipülasyon altındalar, kontrol ediliyorlar. Tek yapabildikleri doktor tedavisi ve daha çok ilaç vermek. Oysa ki o ruhun bu gezegene doğmak istemesinin bir amacı vardı, ta ki o amaç karanlık güçler tarafından fark edilip sabote edilene kadar! Karma yasası vardır evet fakat bazı durumlar bu yasanın kapsama alanı dışına çıkar."
İşte bu cevap bana çok daha mantıklı geldi. "Bebek tecavüze uğradı çünkü atasının karmasını ödedi" ya da "Kadın katledildi çünkü bilinçaltından evrene yaydığı frekans bu şekildeydi" gibi çok daha akıl dışı, samimiyetsiz, ruhsuz açıklamalarla ikna olmaya çalışmak yetmiyor bana, inandırıcı gelmiyor.. Tamam böyle düşünen de düşünsün tabii, saygı duyarım ama bence negatif ırkın sistematik çarkı bu denli "adaletli" işlemiyor. Ya da herşey bu kadar basitçe açıklanıyorsa eğer, karma denilen çark sonsuza dek döner durur ve asla sıfırlanamazdı. Çünkü o vahşete uğrayan ruhta bir diğer yaşamında adalet arayışına girecek ve evrensel denge yasa gereği ona zulmedeni aynı zulümle katledecektir. Bunun sonu yoktur. Her yaşadığınızı karmaya ya da atalarınıza bağlamayın dostlar, frekansı yüksek bir ruhsanız eğer sizinle uğraşıyorlar, zorlaştırıyorlar bazı şeyleri... Fakat ne olursa olsun, ışığınızı söndürmeyin, alanınıza sahip çıkın, öyle herkesi almayın, her üstadım diyene inanmayın, hep sorgulayın! İç sesinize güvenin... Uyanana, her şeye rağmen matrix yapısını bir miktar olsa bile delene selamlar, sevgiler olsun...

Comments

Popular posts from this blog

Küresel anlamda neler olduğuna dair son gelişmeler

5. Boyuta Geçiş Soruları ve Yeni Dünya Düzeni